Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
Arkadaşımın annesi-2
Biraz üstünkörü bir anlatımla devam etmek istiyorum yine. Şu sikiş sokuş kısımlarını ballandırarak anlatmaktansa; ne oldu ne yaşandı, bu kısımlara yoğunlaşarak, çok da detay vermeden devam edeceğim, lütfen kusuruma bakmayın.
Devam edelim,
Arkadaşımla evde yaşadıklarımı daha sonradan öğrendiğime göre öğrenmiş fakat sesini çıkarmamıştı. Ben ise durumdan habersiz, bir şekilde devam ediyordum normal hayatıma, ki o bahsettim sevişme aşağı yukarı 1 saat kadar sürmüştü, bunun 20-25dk’sı sikiş olsun. geri kalanı sevişme üzerineydi…
Sonralarından öğrendiğim kadarıyla arkadaşın annesi ve babası normalde içkili yemek davetleri, ve ya arkadaş çevresinde akşam yemekleri vs. sürekli katılır fakat aynı masada olmalarına rağmen erkekler erkeklerle, kadınlar kadınlarla sohbet edermiş, haliyle kocasıyla dışarda fazla samimi olamadığı için zamanla sıkılmaya başlaması, sonrasında farklı bir şehirde oğlunun okul okuması, ev tutulması, farklı bir mahalle, farklı bir hayat; kendisi için de bir değişiklik olmuş. Bu yüzdenmiş o bir gelip, gitmemeleri. Hatta bir gün, Mayıs ayıydı. Sahilde yürürken kumsalın üzerine atılmış masa sandalyelerde, komşu kadınlarla birlikte bir sofra kurulmuş. içkili mezeli, sözlü sazlı eğlence yapıyorlardı. O gün farkettim ben de alkol tükettiğini. Eh tabi çevredeki kadınların da, yaşadığımız yerin serbest stili ile bu, gayet doğal ve sıradan bir aktivite gibiydi. akşam üzeri eve geldiğimde arkadaşıma da bahsetmiştim gördüklerimi. hafif bıyık altı gibi sırıtıp “heeh, eğlensin ise bazen kafa dağıtması iyi olabiliyor, hiç değilse baskıları azalıyor bir süre sarmıyor bana” demişti. O gün tekrar dışarı çıktığımda kız arkadaşımla sahilde buluşmuş bankta oturuyorduk, mehtaba karşı birlikte sohbet ederken kol kola girmiş ve neredeyse kör kütük sarhoş olduklarına inanacağım bu kadınlarla birlikte arkadaşın annesi de, birbirlerinden destek alarak güle oynaya mahallenin yolunu tutuyorlardı. Beni görünce. “aaay çocuğum napıyorsunuz bakalım, yine ne işler peşindesiniz.” diyerek sırıtarak selam vermişti. Ben altında birşey aramadan öylesine takıldığımızdan bahsederken. kadınlardan birisi destek için yardım isteyince. benim kızı yollayıp. ben de kollarına girerek arkadaşın annesine destek olarak onlarla birlikte mahalleye doğru yürümeye başladım.
üzerine diz üzeri siyah kalem elbise, sırt dekolteli. ayaklarında normal siyah tabanlıklı bir ayakkabı. saçları ise topuz yapmılmış şekilde sol omzuma doğru yaslanarak, ben de ona destek olarak birlikte yürüyorduk. O muhteşem göğüsü sol kolumun aykasına doğru baskı yapıyordu. aslında koluma girmiş gibi değilde, sırtıma almış gibiydim kadını 🙂 bu şekilde eve yürürken sikimin kalması ile yine biraz utandım tabi. değmese bile görmüş müdür. dikkat etmiş midir diye düşünürken. diğer kadınların teker teker eve dağılması ile birlikte. iki kadın ve ben aynı apartmana girdik. diğer kadın da kendi evine doğru çıkınca ben kapının önüne geldiğimde. benden tam olarak ayrılamamıştı. hafif uyuklar gibi bir eda ile omuzuma iki kolu ile üstten tutunmuş vaziyette destek alıyordu. kapıyı çalmak yerine cebimdeki anahtarı çıkarmaya çalışırken dengesini kaybedip elleri omuzumdan kayınca hafif kollarından tuttum. kendisini toparlamaya çalışırken boynuma sarıldı. O an kapının önünde iki liseli aşık gibi öpüşsek hiç de tuhaf kaçmazdı. Göz göze onun göğüsü benim göğüsüme baskı yapıyor, üstüme doğru yığılmış bir biçimde, ben ise kendimi neredeyse zor tutacak kıvama gelmeye başlıyordum. zor da olsa kapıyı açmayı başarınca arkadaş sesleri de duyarak koridora çıktı..
Anne bu ne hal, bu kadar da içilir mi, bari evde içseydiniz, adama da eziyet ediyon…. gibi gibi bir çok serzeniş ile beraber biz içeri girmiştik. onlar kendi odalarına ben de kendi odama gitmiştim. o gün yaşananlardan sonra biraz daha samimi olamaya başlamıştık. En azından ben öyle sanıyordum. örneğin gece sütyenini çıkararak yatıyorsa, sabah uyandığında üzerine bir tişört geçiriyor ve çayı demlemeye mutfağa öyle gidiyordu. ben erken kalktığım zamanlarda o memelerini boşlukta sallanırken, uçlarının kabarıklığını gördüğümde çekinmiyor fakat, hep birlikte kahvaltıya oturacağımız zaman üzerini değiştirmiş oluyordu.
Finaller bittiği hafta büte kalmamama rağmen eve dönmek konusunda acele etmek istemedim. akşamüstü eve gelirken iki şişe bira alıp dolaba atmıştım. gelirken dışarıda yemek yediğim için akşam yemeğine oturmadım. Balkona çıkıp açtım bir biramı, manzaraya karşı bir yandan yudumluyor bir yandan da telefonla oynuyordum. o ara bizimkileri arayıp, durumlardan bahsettim. onlar da nasıl istersen diyerek beni onayladılar. hatta onlar da 2 hafta sonra vakit ayarlayıp buralara gelip birkaç gün gezerek tatil yaparak hep birlikte geri eve döneriz diye bir plan yapabileceğimizden de bahsettiler. Herneyse. ben balkondayken annesi bir ara çıkıp yemek yiyip yemeyeceğimi sordu. o ara bi süzdü. “ne o efkarlı mıyız bu gün” diyerek. “hayır öyle aklıma geldi geçerken alıverdim iki tane” demiştim. ” evde üç kişiyiz biraz ayıp oluyor mu” diyerek gülünce. ben de gülümseyip “doğru söylüyorsun abla ben bi an düşünemedim gidip alayım hemen” desem de acele etmememi söyledi. aslında o an ne alaka size ne benim biramdan diyebilirdim fakat artık bir aile olmuş sayılacak şekilde yakınlaşmıştık. sözlerini hiç yadırgamadım. zaten ne olduysa o akşam oldu.
Ben şişeyi bitirip içeri girince odamdan cüzdanımı alıp tam çıkacakken beni durdurup elime para tutuşturdu; buradan al diyerekten.
Israr etsem de ” al şunu sesini çıkarma kaç zamandır bir şey de yapmadım. güzel güzel bitirdiniz derslerinizi, bu benden hediye olsun.” dediğinde.
“tamam madem öyle olsun” diyerek kaç tane içeceğini sordum
“3 tane içerim ben sen de kaç tane içersen o kadar al.” dedi.
“eee sadece ikimiz miyiz. nereye gitti arkadaş ?”
“çıktı o az önce işleri varmış gelirim sonra dedi.”
“tamam o zaman” diyerek gidip marketten aldım ben nevaleleri.
eve geldiğimde üzenini değiştirip uyumak için giydiği kıyafetleri giymişti. ve emindim ki içinde sütyen yoktu. hoş sohbet muhabbet giderken birinci biralar bitmiş. muhabbet giderek koyulaşmaya başlamıştı. ikinci birasını da bitirip içerden üçüncüyü alıp geldiğinde
“ee siz şimdi ne zaman evlenmeyi düşünüyorsunuz?”
“kiminle ? hee yok canım ne evliliği öyle daha bu yaşta”
“olur mu öyle. karın olmuş artık 🙂 evlilik olmadan olur mu hiç” diyerek güldü
“yok ya biz sadece sevgiliyiz yani öyle ciddi birşey hiç konuşmadık da düşünmedik de”
“oğlum kızı yatağa atmışsın daha ciddi birşey yok da ne demek” diye yine bir kahkaha bastı.
ben o an neye uğradığımı şaşırdım bir an, bir yandan inkar etmek istiyorum, bir yandan utandım fakat karşımda arkadaşımın annesi değil de mahalleden çocukluk arkadaşım varmış gibi muhabbet yapıp konuşuyordu. birkaç saniye duraksadıktan sonra ben de aynı frekanstan konuşmaya başladım onunla..
“ya orası öyle de, bu normal birşey bizim için. hem senin nereden haberin oldu evde gizli kamera falan mı var” diyerek ben de sırıttım.
“aman yok be ne kamerası, ben eve geldim birşey almak için o ara duydum sesinizi ama tabi bakmadım görmedim. ama tabi öyle olunca da artık ciddi düşünürsünüz sanmıştım. tabi ben öyle düşünmüştüm ama siz madem öyle diyorsunuz.”
demek istediğini anlayabiliyordum aslında. hem üniversite hayatı, okuyan yeni nesil gençlersiniz kısmına ayak uydurmaya çalışıyor, hem de eski adetler, geleneklere de bağlı olduğunu, onları daha doğru olduğunu savunmaya çalışıyor üçüncü birayla birlikte iki arada bir derede şişede sallanıp duruyordu 🙂
ben de içerden son şişemi açmış sohbet git gide koyulaşıyordu. kocasından yakınıyor, ilgisiz olduğundan, sürekli iş ve iş görüşmeleri, yemekler eğlenceler gibi şeylerden yakınıyordu. bir ara acaba aldatıyor mu beni muhabbetleri dönecek gibi oldu fakat oralara fazla girmemeye çalıştım. sonuçta ben de alkollüyüm ve gerçekten bu muhabbetleri hiç çekesim yoktu.
Ben daha çok, kendisinin halen güzel olduğundan, kocasının onu aldatması için bir sebep olmadığı kısımlardan ilerleyerek ona biraz moral ve destek olmaya çalışıyordum. Bir ara o tuvalete diye kalktığını düşündüm fakat içerden bir süre gelmeyince (yaklaşık 15dk) ben de bakınmak gibisinde kendi odama doğru yöneldim. seslenmedim ama içerden öğürme seslerini duyunca kusmaya çalıştığını anladım. tuvaletin kapısının önüne geldiğimde kapı hafif aralık bir biçimde yere eğilmiş başını klozete doğru sokmuş kusmaya çalışıyordu. İyi misin diye hiç sormadan direkt içeriye hamle yaptım. O domalmış vaziyetteyken ben de tam arkasına geçerek saçlarını kavrayıp havada tutmaya çalıştım.
Birkaç tükürdükten sonra.
“yemek falan mı dokundu yoksa sen de böyle iki birada ohoo böyle olacaksan kocan tabi ne yapsın” gibi birşey zıvaladım ben.
“Neyimi beğenmeyecekmiş” diyerek o an arkasında dizlerimin üzerinde duran bana doğru domalmış götünü, sikime yasladı. bir anlık elektriklenme ve şokla birlikte “nna nası yani” diyebildim sadece. kafasını hafif yana doğru çevirip bana bakmaya çalışarak
“taş gibi karıyım, neyimi beğenmeyecekmiş. öyle demedin mi sen de” dedi. kendisini iyice bana bastırarak. Ben de o an ipler kopunca, elimle tuttuğum saçlarından aslılarak kafasını kendime doğru çekip. ” Öylesin tabi seni sikmiycek de kimi sikicek.” derin bir ohh çekerek hafif doğrulduğunda. sol elimle saçlarını tutarken sağ elimle önden memelerini avuçlamaya başladım. o ise sol elini benim kalçalarıma atmış sıkıyordu. birlikte ayağa kalkıp kendime çevirdim.
az önce kusmaya çalışan kadın o değilmiş gibi, şimdi deli gibi öpüşmeye hatta yiyişmeye başladık. lavabo evyesine götünü yaslayarak üzerindekileri yukarı sıyırıp memeleri emmeye başladım. başımı okşuyor ve derin derin inliyordu.
daha sonra altındakini dizlerine kadar indirdiğimde kaymak gibi bir amcık karşıladı beni, koca dudakları olan. hemen yumulup yalamaya başladığımda “oohhh ahhh” sesleri yükseliyor. kafamı eliyle bastırıp “offf evet devam et çok güzel” diyordu. birkaç dakika yaladıktan sonra ayağa kalkıp altımdakini indirdim lavaboya oturtup bacaklarını ellerimle havaya kaldırdım. sikimi amına hizalayıp yavaş yavaş girmeye başladım. biraz yavaş tempo ilerledikten sonra hızlanarak sonrasında çıkarıp göbeğine doğru boşaldım. muhtemelen iki buçuk üç dakika sürmüştü sikmem. çok hızlı gelişmişti benim için. normalde kızlarla yaparken saatleri bulduğu olurken şimdi üç dakikacıktı. kadını doyuramadığım için biraz utanmış gibiydim. o ise göbeğindeki döllerimi eliyle toplayarak yüzüne sürüyor, diliyle yalıyordu. ben toparlanıp tuvaletten çıkınca hiçbirşey konuşmadan o da duşa girdi hemen.
odama gitmiş üzerimi değiştirmiş. yatağıma oturur vaziyette uzanmıştım. neler yaşadığımı düşünürken duştan çıktığının sesi geldi. o an tekrar dağıldı tüm düşüncelerim. “acaba şimdi ne olacak” edasıyla kendi kendime bekliyordum yatakta. kısa bir süre içinde üzerine tekrar başka bir pijama giymiş şekilde odamdan içeriye girdi ve
“çok azdım doyur beni” diyerek altımdaki şortumu indirip biraz sıvazladıktan sonra ağzına almaya başladı. sikim tekrar hareketlenmişti o muhteşem saksosunun karşısında. gerçekten gırtlağına kadar sokuyor, bağzen muhteşem sesler çıkararak hararetli bir şekilde alıyordu ağzına.
o sırada kapının açılma sesi gelince birden bire toparlandık. arkadaş içeri girip ayakkabılarını çıkarana kadar ben altımı toparlamış, annesi de ayağa kalkmış, odamdaki kirli sepetinin içinden birşeyler eline alarak.
“Başka var mı yıkanacak birşey ?” diye sordu bana
“yok yok” diyebildim sadece. sonra onları makinaya attı, belki başka şeyleri de attı makinaya dikkat çekmemek için bilemiyorum o an ben o kısımlarını hiç düşünemiyordum. az daha basılıyorduk.
arkadaş odamın önünden geçerken
“naber, naptınız, geciktim biraz beklemediniz dimi ?” diyince
“kanka yok ya zaten birkaç bişey içtik benim de başıma vurdu biraz uzandım. uyuycam galiba”
“hee tamam tamam annem nerde” diyerek odadan uzaklaştı. o an üstümden büyük bir yük kalkmıştı. resmen kendi iç sesimden başka hiçbir şey duyamıyordum. onlar ne yapıyor ne konuşuyor. vs. sadece kalkıp odamın ışığını söndürdüm ve yatağıma girdim.
o günden sonra pek birşey değişmedi aslında. daha sonrasında bizimkiler geldiler ve dediğimiz gibi annem babam ve ben geze geze geri memlekete döndük. Buradan sonrasını anlatmama gerek yok diye düşünüyorum. Hee soracak olursanız eve bir daha arkadaşın evde olmadığı bir zaman diliminde yine denk geldi ve bu sefer ayık kafayla seviştik. Siktim mi siktim yani hocam o kadar 🙂 fazla detaylı anlatılacak birşeyi yok işte o kısmının. başka da aklıma gelen birşey yok.
buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim 🙂 iyi eğlenceler